

Amok Koşucusu doktor olarak yardıma ihtiyaç duyan bir insana el uzatmanın vicdani yükümlülüğüyle kendi karmaşık duyguları arasında sıkışıp kalan bir adamın hikâyesidir. Hollanda Doğu Hint Adaları’nda görev yapan bir doktor, dara düşüp kendisine başvuran çok zengin bir kadının “yardım” talebini geri çevirir. Zira kadının mağrur ve hesapçı tavrı karşısında büyük bir öfkeye kapılmış, gururuna yenik düşmüştür. Ancak söz konusu olan insan hayatıdır. Kısa süre içinde pişmanlığın pençesine düşer. Kadına yardım etmeyi saplantı haline getiren doktor, Malezya halkında rastlanan bir nevi öldürücü delilik olan hummanın, amokun etkisi altına girer.
Stefan Zweig Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu (Brief einer Unbekannten) adlı uzun öyküsünü 1920’li yılların ilk yarısında kaleme aldı. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu’nun kadın kahramanını sadece uzun bir mektubun yazarı olarak tanıyoruz. Kadının hayatı boyunca sevmiş olduğu erkek için kaleme aldığı bu mektubun “gönderen”inin adı yoktur. Mektubun başında tek bir hitap vardır: “Sana, beni asla tanımamış olan sana”. Kadın büyük tutkusunu hep bir “bilinmeyen” olarak, yani tek başına yaşamaya razıdır, bu aşk öyküsünde “taraflar” değil, sadece tek bir “taraf” vardır. Böylesine, gerçek anlamda aşk denilebilir mi?
Franz Kafka’nın yazarlığına, kendi var oluşuna ilişkin ayrıntılarla bezeli yapıt, kurmaca hikâyelere dayalı diğer eserleriyle karşılaştırıldığında belgesel bir nitelik de taşımaktadır. Baba oğul arasındaki çatışmadan yola çıkan Babaya Mektup aslında Kafka’nın burjuva toplumlarını belirleyen güçlü ve güçsüz kavramlarına bir serzenişidir.
Eser 20. yüzyıl edebiyat tarihinin en büyük itiraflarından biri sayılmaktadır.
Şefkatli bir kadının ve onun yaşanmış deneyiminin bu canlı ve hareketli hikâyesinde, Zweig yoğun bir aşkın gücünde neler yapılabileceğini, ezici yalnızlık ve ömür boyu sürecek pişmanlık gücünü keşfeder.
Bir çırpıda okunacak bu eser Zweig’in ustalığını yansıtmakla beraber insan psikolojisinin anlık kararları sonucunda yaşadığı uzun zamanlı pişmanlıklarını olağanüstü bir şekilde anlatmıştır.
No account yet?
Create an Account