Franz Kafka’nın yazarlığına, kendi var oluşuna ilişkin ayrıntılarla bezeli yapıt, kurmaca hikâyelere dayalı diğer eserleriyle karşılaştırıldığında belgesel bir nitelik de taşımaktadır. Baba oğul arasındaki çatışmadan yola çıkan Babaya Mektup aslında Kafka’nın burjuva toplumlarını belirleyen güçlü ve güçsüz kavramlarına bir serzenişidir.
Eser 20. yüzyıl edebiyat tarihinin en büyük itiraflarından biri sayılmaktadır.